Ve son durağımız olan New York'tayız...
New York'a geldiğimizde fark ettik ki şehir gerçekten çok kalabalık bu yüzden haritadan bulduğumuz yerlere giderken harcayacağımız süre artıyordu ve kiraladığımız aracın son gününe gelmiştik, bu yüzden ilk işimiz aracı şirketin New York'taki şubesine götürmek oldu. Aracın her yerini kontrol ettiler, hiçbir sorun yoktu ve aracı zamanında teslim ettiğimiz için 980 Dolar olan ücretten 100 Dolar indirim yapıldı ardından araçtan ayrılıp Manhattan'a gitmek için otobüse bindik.
Manhattan'a gelir gelmez ilk işimiz yeni çıkmış olan Iphone 7'den bir tane daha almak için Apple Store'ye gitmek oldu.
APPLE STORE
Apple Store 5 th Avenue |
Apple Store 5 th Aveneu |
KONAKLAMA
Valizlerimizden kurtulup şehri gezmemiz için hemen
konaklayacağımız otele gitmemiz gerekiyordu.
Konaklama ücretleri çok pahalıydı biz de Manhattan
bölgesinde yer alan Broadway Caddesi üzerinde 4 kişi için 2 geceliğine 200
Dolar'a bulduğumuz Days Inn Hotel'e gittik.
Otel çok yüksekti ve asansörle küçücük olan odamıza ulaştık,
Otel çok yüksekti ve asansörle küçücük olan odamıza ulaştık,
valizlerimizi
bırakıp biraz dinlendikten sonra otelden ayrıldık.
Days Inn Hotel , 94th Street |
CADDELER
Ahmet Davutoğlu'nun Medeniyetler ve Şehirler kitabında New York'un yüksek binalarına yaptığı vurguyu şehre girer girmez hissetmeniz mümkündür.
Bu yüksek binalardan bir tanesini bakmak için başımı neredeyse sırtıma doğru 90 derece kaldırdım ve binanın sonunu anca öyle görebildim; bir diğerine de bakarken binanın son katlarının havada oluşan siste kaybolduğuna şahit oldum.
Ayrıca caddelerde gezerken aklınıza gelebilecek bütün dünya markalarını rahatlıkla görebilirsiniz.
TİMES SQUARE
Times Square Meydanı West 42. Cadde'nin Broadway ve
Seventh Avenue ile kesiştiği kavşak ve etrafındaki alandır.
Times Square Meydanı Kesin sınırları olmamakla
birlikte aşağı yukarı doğuda Sixth Avenue, batıda Eighth Avenue, güneyde 40.
Cadde ve kuzeyde 53. Cadde'dedir.
Filmlerde gördüğüm ışıl ışıl Times Square Meydanı'na
geldiğimizde gerçekten çok heyecanlıydım. O heyecanla fotoğraf ve video
çektikten sonra hemen oradaki insanların oturduğu merdivende bir müddet
oturduktan sonra saatin geç olmasından dolayı oradan ayrıldık ve otele giderken
yol kenarlarında çok fazla Pakistanlı (?) dürüm tarzı helal yiyecekler satan
insanlar gördük.
Otele gittik ve Amerika'da son gecemiz olan 2 Ekim'de otelde
uyuduk sabah olunca da bir Azeri arkadaşımla beraber valizlerimizi alıp
Brooklyn Bridge için otelden ayrıldık. Diğer 2 arkadaşımızın uçuş tarihleri
bizimkinden farklı olduğu için onlar otelde kaldı.
Yolda giderken bir kaç tane sokak gösterisi izlemeye
imkanımız oldu ve bazı yapıları gözlemledim. Binaların çoğunda ufaklı büyüklü
heykeller vardı, hatta bazılarında o kadar çok heykel vardı ki onları oraya
nasıl yaptılar diye düşünmeye başlamıştım.
BROOKLYN BRIDGE
Ve Amerika maceramızın son durağı olan New York'ta son
ziyaret noktamız Brooklyn Bridge'e valizlerimizle geldik.
Köprü gerçekten kalabalıktı ve belirli aralıklarla hediyelik
eşyalar satan insanlar vardı bununla birlikte bisiklet yolu da mevcuttu
köprüde.
Azeri arkadaşımın önceden fotoğraf çektirdiği bir fotoğrafçı
vardı köprüde, onun yanına gittik ve arkadaşım fotoğraf çektirmeye başladı.
Normalde bir tane fotoğrafın ücreti 10 Dolar'dı ancak sayı arttıkça fiyat
düşüyordu. Fotoğrafı çektikten sonra size gösteriyor ve hangilerini
beğenirseniz onları size mail yoluyla gönderiyordu. Ben de sırf fotoğraf çeken
adamın kibarlığından dolayı bir tane fotoğraf çektirmek istedim ve adam
işini gayet iyi yapıyordu.
Fotoğrafı Çeken Fotoğrafçı |
Bedeli 10 Dolar Olan Fotoğraf |
Ve uçuş saatimizden 5 saat önce Brooklyn Bridge'den ayrılıp
bulduğumuz ilk kafe olan Starbucks'ta kahve içerken dinlenmeye başladık.
O anki atmosfer çok hoştu, sessiz ve sakin bir şekilde
Amerika'da son saatlerimizi geçiriyorduk...
Yarım saat sonra kafeden çıktık ve arkadaşımın havalimanı
farklı olduğu için orada selamlaşıp ayrıldık ve ben havalimanına doğru yola
koyuldum ancak yol uzun ve çok karışıktı. Yolda adres sorduğum Müslüman bir
aile bana yardımcı oldu ve benimle tren istasyonuna kadar 15-20 dakika boyunca
yürüdüler. Ardından trene binip havalimanına ulaştım ve güvenlik noktalarından
pasaport kontrol işlemlerini halledip geçtim.
HAVALİMANINDA UNUTAMADIĞIM BİR OLAY
Kontrol noktalarından geçtikten sonra yanlışlıkla güvenlik
alanından çıktım ve yanıma gelen güvenliğe , tepkisini gerçekten merak ettiğim
için, ' Ben Müslüman'ım ve ibadet için yer arıyordum' dedim. Zenci ve Hristiyan
olan kadın güvenlik telsizden anons geçip havalimanında, onların dilinde,
meditasyon merkezi var mı diye sormaya başladı ve benimle havalimanında 15-20
dakika boyunca yürüdü. Yer olmadığını telsizden söylediler ve kadın güvenlik de
bana ' Üzgünüm ama havalimanında ibadet etmek için yerimiz yokmuş ancak
şuradaki kafelerin orada musait gördüğün herhangi bir yerde ibadetini
yapabilirsin dedi ve yanımda ayrıldı. 10-15 dakika sonra güvenlik noktasından
tekrardan geçmek için geri döndüm ve kadın güvenlik hemen oradaydı, yanına
gidip çok teşekkür ederim dedim ve kadın o kadar kibar ve enerjik bir ifadeyle
'Rica ederim' dedi ki o ses tonlamasını hala unutamadım.
Ardından uçağa binip İstanbul'a geldim, 105 gün boyunca
yabancı insanlarla farklı bir ülkede olup yabancı bir dilde hayat sürdürdükten
sonra kendi ülkeme gelip Türkçe duymaya başlayınca kendimi o kadar tuhaf
hissettim ki anlatamadım.
Güzel insanlarla çok güzel bir 105 gün geçirdim ve bunun
etkisi aralıksız üzerimden 5 ay boyunca geçmedi, ayrıca ilk yurtdışı deneyimim
olan Amerika'dan sonra en büyük hobimin farklı ülkelere seyahat edip, farklı
kültürlerde farklı insanlar tanımak olduğunu öğrendim.
Amerika'ya gitmeden önce kafamda çok fazla soru
işareti vardı ancak ilk adımı atınca her şey gerçekten çok daha kolaymış...
Bu yaz tekrardan Amerika'ya gitmek için işlemlere başladım, umuyorum ki çok daha güzel bir Amerika macerası biriktireceğim ve bu sefer bambaşka olacak çünkü ilk acemiliğimi üzerimden atmış olarak orada olacağım.
Son bir söz söyleyip Amerika yazımı burada bitireceğim:
Eğer kafanızda yapmak istediğiniz bir hayaliniz ya da bir eyleminiz varsa hemen şimdi yapın; ne bir gün sonra ne de bir yıl sonra, hemen şimdi yapın çünkü ''Bu hayat hiçbir şeyi erteleyecek kadar uzun değildir...''
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder